Ahmet Taştan'ın köşe yazısı
Seçim hakkında biraz düşünelim istiyorum birlikte.
Seçim ne demektir? Seçim yaparken zihnimizde neler oluşur? Seçimden sonraki pozisyonumuz ne olur?” Öncesini ve sonrasını tartmak gerekiyor.
Seçmek eylemi, sanırım benzerleri arasında birini tercih etmek anlamına geliyor. Benzerler dediğimiz zaman belki de en az bir noktada benzemesi yeterli sanırım. Mesela bir kilo elma veya patlıcan ya da domates alacaksınız, seçiyorsunuz. Siyaseten düşündüğümüzde seçime katılan partilerden birisini öne çıkarmak, tercih etmek anlamına geldiğini herkes anlamıştır.
Peki, insan seçerken tercih ederken zihin süreci nasıl işler? Nasıl ve kimden etkilenir? Olaylardan mı, kişilerden mi?
Çevrenizdeki insanlara bir bakın, sonra dönüp kendinizin tercihlerini gözden geçirin. Mesela neden o kıyafeti aldın, niçin o arabayı tercih ettin, neden bu semtte oturuyorsun... Daha binlerce sorular tek tek sıralanabilir. Bunları düşünürken nasıl tercih ettiğimize odaklanalım... Bir arkadaşım tavsiye etti, diyebilirsiniz. Çok ihtiyacım vardı, o bölgede olması gerekiyordu vs.vs. diyebilirsiniz. Bu seçim süreci kendinizi tanıma ve farkında olmakla ilgili bir süreç.
Neye değer verdiğimizin bir göstergesidir seçimlerimiz. Nelerden vazgeçmek gerektiğinin ya da kimin yanında durduğunuzun veya kimi karşınıza aldığınızın bir göstergesidir seçim.
Bazen de insan açıklamak zorunda kalır seçimlerinin nedenini.
Bir başka açıdan bakarsak, dualarımız bile çok bilinçli bir seçimdir. Çünkü taleplerimizi beyan ediyoruz. Örnek olarak şöyle bir duada bulunan insanın tercihlerinin kaynağının Peygamber Efendimiz (sav) olduğunu çok rahatlıkla görebiliriz.
İşte inanç dolu seçimin kelimeleri...
“Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (sav)’in senden istediği her şeyi ben de senden isterim. Bana, cennete yaklaştıracak ve cehennemden uzaklaştıracak amelleri yapmayı nasip et Allah’ım. Efendimiz Hz. Muhammed (sav) senden her nelerden sığındıysa ben de onlardan sana sığınırım Allah’ım.
Rabbim böyle şeyler isteyebilecek bir gönül nasip et bana. Biz hakkımızda hayırlısını bile istemeyi bile bilemeyen, dilsiz insanlar gibiyiz. Yalan, yanlış veya zararlı o kadar çok şey talep ediyoruz ki Ya Rabbi, sen bizleri hakiki hayırlı taleplerde bulunanlardan, dünya ve ahirette faydalı olacak işlerden talep etmeyin nasip eyle ya Rabbi.
Bu da akıl ve iman işi ya Rabbi. İnanarak ve akıl ederek senden talep eden bir yürek nasip eyle. Ya Rabbi alemin, nefsinin arzularına teslim olamış, modem ve çağdaş beklentiler içinde olmayan, geçici dünyanın zevklerine göz dikmeyen bir gönülle istemeyi seni nasip eyle. Ya Rabb’alemin, ebedî olana, ahirette kazançlı olanı talep etmeyi Sen nasip eyle Ya Rabbi. Cennetin has ve hoş bahçelerinde gezdirmeye vesile olan ameller yapmayı nasip et. O güzel yurdu özleyen bir dille, talep etmeyi ve cemalini görmeyi seni nasip eyle.
Bizi gafletle, cahillikle, nankörlükle, talep eden bir dilden, bir gönülden uzak eyle Ya Rabbi... İlahi istemek insanın her türlü özelliğini ortaya çıkaran bir vasıftır. Ya Rabbi, senin olanı, senden olanı, isteyen Hz. Peygamberinden olanı talep etmeyi Sen nasip eyle... Hasseten bundan memnun ve razı olacak bir gönül ver bize Ya Rabbi,
Eğer o gönül, bedenin kafesi içinde çırpınırsa, yedi başak veren bereketli bir buğday başağı gibi olur. Ya Rabbi bir tohum ki beden toprağına düşmüş, bir ürün ki, bin bir hayrı kaynağı olmuş yüreğimizi, aklımızı senin için güzellikler isteyen, hazırlıklı olan, tedbirli olan, ne ile karşılaşacağını bilen bir fikirle bizi süsle Allah’ım...