Murat Altın'ın köşe yazısı
Merhaba İnegöl'ün güzel insanları!
İnegöl'ün tarih ve kültürüne dair yazılarımıza devam ediyoruz.
Son yazımızda İnegöl'ün tarihi yollarından bahsetmiştik. Bu yazımız devam niteliğinde.
Eski İnegöl’ün etrafı akarsular, göl birikintileri ve bataklık ile çevrilidir.
İnegöl’e gelmek isteyen bir kimse, mutlaka bu dereler üzerindeki köprüden geçmek zorunda kalırmış. Halk dilinde, bu köprüler Honta köprüsü olarak anılmıştır
İnegöl, tarihi dokusuyla merak uyandıran bir kasaba olmanın yanı sıra, geçmişten bugüne uzanan yollarıyla da dikkat çekiyor.
Bu yollar, sadece coğrafi birer geçiş noktası değil, aynı zamanda kasabanın sosyal ve ekonomik hayatını şekillendiren önemli etmenler.
Özellikle, Mezit Boğazı üzerinden Kınık Köyü'ne uzanıp Konya'dan İznik'e bağlantı sağlayan eski posta yolu, yüzyıllar boyu ticaretin ve haberleşmenin can damarı olmuş.
Recep Akakuş hoca bu posta yolunun güzergahını kitabında şöyle yazmıştır: "Mezit Boğazı’nı aşarak Kınık Köyü’ne gelen ve Konya- İznik arasını bağlıyan Posta yolu, Kurşunlu’ya uğrar ve Yiğit -Olukman-Tekke köyleri hattını kullanarak kestirme bir yol ile Yenişehir’e geçer.
Ayrıca, İnegöl, Deydinler -Alibey köyleri ile Çandır Köprüsü-Çitli Maden Suyu ve Kınık Köyü hattından gelen bir yol da yine Kurşunlu beldesine İpek yolu ve Ulu-yol ile buluşur."
Yoldaki Kurşunlu beldesi ise, Yıldırım Beyazıt döneminden kalan kervansaray ve cami ile dönemin ticaretine ev sahipliği yaparak büyük bir öneme sahip olmuş.
Peki, Yıldırım Beyazıt neden buraya bir kervansaray ve cami inşa ettirmiş olabilir? Büyük ihtimalle, bu tarihi yol üzerindeki stratejik konumunun farkında olarak bu planlama yapıldı.
İpek Yolu'nun da bir kolu olan ve İnegöl'ü, Uludağ ile Domaniç dağlarına bağlayan yollar da ayrı bir önem taşıyor. "Yayla yolu" veya "yürük yolu" olarak adlandırılan bu güzergahlar, kasabanın çevresindeki dağlık bölgelerin zenginliklerini İnegöl'ün ekonomisine katmış.
Bu yollar aynı zamanda, yerel yöneticiler için de kritik öneme sahip olmuş. Mesela, İnegöl yöneticilerinin binlerce yıl önce Kızıl Saray olarak adlandırılan görkemli bir yapıda oturduklarını düşünmek bile, bu yolun tarih boyunca nasıl bir rol oynadığını gösteriyor.
Fatih Sultan Mehmet devri devlet adamlarından Dayı Karaca Paşa’nın, Orta Köy’de yaptırdığı kervansaray da bu yollar üzerinde önemli bir tesistir.
Günümüzde ise, bu tarihi yolların bazıları güzergah değişikliğine uğramış, bazıları ise tamamen kullanımdan kalkmış durumda. Örneğin, Hoca Köy Deresi üzerinde yapılan düzenlemelerle, Ali Ağa Deresi ve Kalburt Deresi'nin oluşturulması gibi. Ancak, tarih sahnesinden silinmiş olsalar da, bu yolların hikayeleri ve üzerinde yaşananlar, İnegöl'ün kültürel mirasının ayrılmaz bir parçası olarak kalmaya devam ediyor.
İnegöl ve çevresindeki tarihi yollar, kasabanın geçmişteki sosyal ve ekonomik hayatına ışık tutmanın yanı sıra, günümüzde de kültürel mirasın korunması ve tanıtılması açısından büyük bir öneme sahip. Bu yollar, belki de bize, geçmişle bağımızı korumanın ve ondan öğrenmenin önemini hatırlatıyor.
Sıradaki yazımızda görüşmek üzere! Yaşam sevinciniz eksik olmasın!