Ahmet Taştan'ın köşe yazısı.
Böyle bir ifade ile insanları yanlış yönlendirmeye çalışan zihniyet sahipleri, etrafımızda kol gezmeye başladı. Kısacası “diktatör” demek ya da “zalim kral” konumuna getirmek istiyorlar.
Böyle heyecanlı ifadelerin karşısında, akıllı, tutarlı, mantıklı, kabul edilebilir bir şeyler söylemek ve insanları bir nebze düşünmeye teşvik etmek istiyorum.
“Bir kişinin iki dudağı arasından çıkanı” beğenmeyenler “her kafadan bir ses çıksın” mı istiyorlar? Hepimiz biliriz ki her kafadan bir ses çıkması “tam bir karışıklığın, düzensizliğin hatta anarşinin” adıdır.
Kimin ne yapacağını bilmediği, herkesin her istediğini yapabildiği bir ortamda hiç bir ilerleme olmayacağını; hiç bir şeyin doğru düzgün yapılamayacağını da biliriz.
Dolayısıyla “bir kişinin iki dudağı arasında” cümlesi aslında bir düzene, bir tertibe, bir ilerlemeye kapı aralar. Önemli olan kişinin iki dudağı arasından çıkan sözlerin arka planıdır. Uzmanlarından görüşler alınmış, yetkililerle istişare edilmiş ve son ketrede onaylanması ve duyurulması gerekiyorsa bunun en yüksek makamdan söylenmesi çok mantıklıdır. Açıklama yapıldığında, hem kendi insanı hem de dünya insanlarının duyması adına, tek sesle söylenmesi tutarlı bir yöntemdir.
Bir yerde başarı ve ilerleme varsa orada, yetkililer kendi işleriyle alakalı gereken gayreti göstermiş ve herkes sorumluluğunu bilmiş demektir. Başlıktaki ifadeyi küçümseyici bir ses tonuyla ifade etmek bazılarını olumsuz etkileyebilir.
“Bir kişinin iki dudağı arasından çıkan söze” kulak verenler, birlik ve beraberlik içinde yaşarlar. Bu durum, milletin güçlü olmasını ve dik durmasını sağlar. Askerlik yapanlar bilirler ki rütbeli subay, bir şey söylediğinde/emrettiğinde ast rütbeli olan herkes onun dediğini yapmak zorundadır.
Demokrasi gibi, herkesin fikir beyan ettiği sistemler, doğru bir şekilde işletilmelidir. Kaçınılmaz bir durumu, kötü bir şeymiş gibi anlatanlar da söylediklerine inanmıyorlar sanıyorum.
Yönetim kelimesi tek olma üzerine kurulur. Hiçbir kurumda, hiçbir işyerinde, hiç bir devlette aynı yetkiyle aynı makamda yani bir numarada, iki insan bulunmaz. “Eş başkan” kavramı da çok saçma bir uydurmasyondur. “Başkan yardımcısı” dese olup bitecek zaten.
Cenab-ı Allah bile Kur’an-ı Kerim’de açıklıyor: “Eğer yerle gökte Allah'tan başka tanrılar olsaydı, ikisi de bozulurdu. Arşın Rabbi olan Allah, onların vasıflandırdıklarından münezzehtir.” (Enbiya suresi 22. ayet)
İslamın sosyal ve toplumsal kültüründen uzaklaştırılmaya çalışılan genç nesiller, bir de bu anlayışla köreltilmeye çalışılmıştır. İşte bu hadis-i şerif de bizi eğiten/yönlendiren ve hayata nasıl bakmamız gerektiren bilgiyi taşıyor.
“Dünyanın ücra bir köşesinde de olsa, üç kişinin, içlerinden birini kendilerine emir tayin etmeden yaşamaları doğru olmaz.” (Ahmed İbni Hanbel, Müsned, II, 177)
Cenab-ı Allah bu kainatın tek maliki, biricik hakimidir. Bilip bilmediğimiz on sekiz bin alemin böyle ahenkli ve aksamadan devir daim olması kendisine verilmiş olan emirler/yaratılış kanunları doğrultusunda hareket etmesindendir. Her canlı ve canlı topluluğunun bir lideri vardır. “Kraliçe arı” diyoruz ya onun misali.
Sosyal barışın olması için milletin belli noktalarda kanaat/fikir birliği yaptığı mevzular olmalı. Demokrasi belli bir sayıya ulaşmış insana, yönetme hakkını veriyor. Demokrasinin ilkelerine göre seçilerek, yönetme hakkını elde eden kişi, hak ve adaletle kendi yetkileri çerçevesinde söyleme/açıklama hakkı vardır.
“Bir kişinin iki dudağı arasından çıkan söz” diyerek küçümsemeye çalışan kişiler, oyunbozandır. Daha da ötesi demokrasi bozandır. Kuralları hiçe saymaya çalışıp benim dediklerimi de dinlemelisiniz, yaygarasını koparanlardır.
Günümüz gençlerinden hangisi oyun kurallarını bozan insanı sever ki? Masa başındaki oyunlardan tutun da kumar masasına kadar hiç kimse, ama hiç kimse, kuralları çiğneyeni “makbul biri” olarak görmez.
Gençlik düzen ve güven ister. Tek kişi ile güçlü olunduğunu, aynı yetkiye sahip insanların yönetiminde fitneler çıktığını, tarihin tecrübeli sayfalarından okuyabilirler. Seçim sattı mahalline girmiş gençler, kendilerini heyecanlandırıp yalan yanlış bilgilerle onları manipüle eden, kışkırtıcı insanlara kanacak değillerdir. AHMET TAŞTAN