Değerli kardeşim,

Parça parça anlattığım noktalarda bazı yanlış anlaşılmalar olabilir. Yani yazarın anlatmak istediğinin dışında bir şey olabilir.

O yüzden kitabın sayfalarına davet etmek isterim nazarlarınızı.

Bir başka konuda tasavvuf ve tarikatların İslam’daki yeri.

Yazarımız tasavvuf anlayışını, İslam’a paralel bir anlayış olarak ele almış, insan-ı kâmil anlayışının “evliya kültü”nün “12 masum imam”ın, peygamberlik ile yarıştırıldığını, gizli rakip olarak ortaya konduğunu anlatmaya çalışmış.

Tarikat başkanı olan şeyhlerin sözlerine sorgusuzca tabi olunması böyle bir anlayışı da çağrıştırmış.

Sevgili dostum,

“Türk tarihinde İslam'ın görüntüleniş biçimleri” başlı altında dikkatimi çekenler;

a) Halk İslamı yani popüler İslam/tasavvuf ağırlıklı İslam.

b) Kitabî İslam yani medrese İslamı.

c) Tekke İslamı yani mistik İslam.

d) Devlet İslamı, siyasallaşmış İslam şeklinde değerlendirme yapılmaya çalışılmış.

Yani halk, sûfi, ulema, yöneticiler arasındaki yaklaşım biçimine göre değişik İslam yorumları gelişmiş, diyor.

“Fatih Sultan Mehmet, İslam'ı devletle özdeş hale getiriyor ancak devlete, İslam'ın da üstünde bir mevki tanıyordu” yorumu biraz garibime gitti.

 Lakin örfi hukukun, belirgin şekilde, şer’i hukukun yanına konulması ile yorumluyor, yazarımız meseleyi.

12 İmam Şiî inancını, bir devlet idaresi haline getiren Şah İsmail-i Safevi'den de sıkça bahsediyor, İslam'ın devlet yorumu bölümünde.

Değerli dostum,

II. Abdülhamit Dönemi’nde İslam, incelenirken çok ilginç bir kaç satır denk geldi: İslamcılık meselesi ele alınırken daima Tazimatla birlikte işe başlanmış.

 “Tanzimat öncesi dönemin bu meseleye herhangi bir alakasının olabileceği pek düşünmemiştir.

Oysa dikkatle bakıldığı zaman bu ideolojinin yani İslamcılığın esasında yalnız batılılaşmaca iyileşmeci değil belki de daha temelde geleneksel bir nitelik kazanmış klasik Osmanlı İslam'ına da tepki olarak doğduğu ve bu yüzden de haddizatında yenileşme yani modern hiçbir nitelik yaşadığı dikkat çekmektedir.”

Bu ince ve derin bir tespit gibi geldi bana.

AHMET TAŞTAN