Özer Yılmaz yazdı
31 Mart 2024 tarihinde mahalli idareler seçimi yapılacak. Bu seçimler, siyasi partilere, siyasi liderlere ve adaylara bir takım mesajlar verecek. Mesajların algılanma biçimlerinin yorumlarına bakılırsa siyaset tarihimizde yıkıcı sonuçları kaçınılmaz olacak gibi. Mahalli seçimlerin havası genel seçimlere göre daha bir farklılık göstermekte çünkü mücadele çoğunlukla yerel güçler arasında geçmekte. İnsanlar kimin daha iyi hizmet edeceğine kanaat getirirse oyunu o adaya vermek üzere seçimde oy hakkını kullanacak.
Adaylar rakiplerine göre bir adım öne çıkmak için yapacakları projelerden çok oy deposu olarak gördükleri emeklilerin gönlünü hoş tutmayı yeğlemekteler. Adayların, belediye başkanlığını kazanabilmeleri, siyasi partilerin ise belediye meclisinde çoğunluğu sağlamaları emeklilerin oylarıyla olacak gibi. Emekliler için iktidarın yapamadığını, belediye başkanı adaylarının yapmak istemesi çok manidar bir durum. Adaylar, oy alabilmek adına akla hayale gelmeyen vaatlerde bulunuyorlar.
Emeklilerin halini dünya âlem gördü ama ne yazık ki iktidar göremiyor, görmezlikten geliyor. Yaşamanın bir realitesi var ve bu realite iktidar partisi tarafından kabul edilmek istenmiyor. Umut fakirin ekmeğidir sözüne nazire edercesine yetkililer çıkıp cak ve cuklarla seçimden sonra emeklilerin durumları ile ilgili iyileştirme çalışması yapacaklarını söylüyorlar. Buna kadim kültürümüzde ‘Ölme eşeğim ölme yaz gelsin de yonca bitsin.’ derler. Dünya âlem biliyor ki seçimden sonra hiç kimse geçim sıkıntısı çeken kesimin derdine çare olmak için bir girişimde bulunmayacak.
2023 yılına kadar çalışan memurlar ile emekli memurların maaş artış oranları aynı oranda oluyordu. 2023 Temmuz tarihinde sihirli bir el işin içine girdi ve bu sihirli el hangi siyasetçi ya da bürokrat ise emekli memurların ücret artış oranlarını çalışan memurlardan ayrı tuttu. Çalışanlar ile emekliler arasında ki maaş makas farkı daha da açıldı. Basın yazıyor, televizyonlar bangır bangır bağırıyor emeklilerin durumunun içler acısı olduğuna ama iktidar bu serzenişlere inanmak istemiyor.
Emeklilerin geçim durumlarının iyi olmadığı anlaşılıyor ki belediye başkan adayları, kazanma stratejilerini emekliler üzerine kurmuşlar. Emeklilerin oylarını devşirebilmek adına öyle vaatler var ki bunlar şimdiye kadar niçin yapılmadı diye insan içten içe hayıflanıyor. İşte o vaatlerden bazıları.
Emeklilere tatil desteği verilecek. (Emeklilerin tatile gidecek halleri varmış gibi tatil desteğinin verileceğinin belirtilmesi ne kadar ironik bir durum.)
Her ay elektrik, su, doğalgaz yardımı yapılacak.
Toplu ulaşımda indirim yapılacak.
Sinema, tiyatro biletlerinde indirim yapılacak. (İnsanlar zorunlu ihtiyaçlarını almakta zorlanıyor, sinemaya, tiyatroya nasıl gidecek?).
Pazar alışverişi için yardım yapılacak.
Her ay emekli hesaplarına nakit yardımı yapılacak. (İktidarın yapması gereken şeylere başkan adayları talip olmuş.)
Emeklilerin eğitim gören çocukları için eğitim yardımı yapılacak.
Her ay kira yardımı yapılacak vs. vs.
Daha bunun gibi birçok vaatler.
İktidar artık emekliler gerçeğini görmesi gerekiyor. Gerçekler görünmek istenmese de toplum tarafından görünüyor. Emeklilerin durumu pürü melal, yardıma muhtaç haldeler. Torunlarına harçlık veren emekli dede nine gitti, torunlarının eline avucuna bakan emekli dede nine geldi. 2001 yılında en düşük emekli maaşı asgari ücretin 1,5 katıyken şimdi ise asgari ücret en düşük emekli maaşının 1,7 katı. Nereden nereye gelmişiz.
Emeklilerin oyunu almak için hükümetin yapamadığını, belediye başkan adaylarının yapacağını vaat etmesi sosyal yardım mı, sosyal sömürü mü? Bu düşüncenin zihinlerimize hâkim olması, bu vaatlerin sosyal sömürü malzemesi olacak kadar kullanılması, emeklilerin muhtaç durumda olduklarını ortaya koyuyor.